27 Şubat 2019 tarihinde Alice Müzikali’ne gittim. Beğenmesem de önerecektim, beğensem de. Çünkü Türkler daha çok sanat alanında dünya klasında projeler üretsin çok istiyordum. Bunlar bizim desteklerimizle olur. Ama çok beğendim, evet Türkler çok da güzel bir dünya klasında projeye imza atmış.
Bu yazıda biraz müzikalden, biraz müzikale olan sevgimden, biraz da dünya müzikallerin Türkiye’ye artık gelememesinden bahsedeceğim.
Alice Müzikali
Alice Müzikali tanıtımı herhangi bir Türkiye’deki Türk müzikallerinin tanıtımından çok farklı oldu, ciddi bir PR harcaması yapıldı. Gerek görsel şovları, gerek oyuncular, gerek müziklerin Nil Karaibrahimgil tarafından yapılması, gerek Zorlu Performans Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilmesi derken Alice büyük bir beklenti yaratarak seyircilerini karşıladı.
Alice Müzikali’nde anlatılan hikaye özünde bir ergenin içindeki var olan çocukluk ve gençlikte yaşadığı o minik tramvaların gün yüzüne çıktığı gencin hayal dünyasını yansıtıyor.
Renkli ve neşeli karakterler, iyi oyunculuklar, danslar, görsel şov herkesi bu masalsı dünyanın içine çekiyor.
Alice’te oyuncular beklediğim üzerinde bir performans sergiledi. Serenay Sarıkaya’nın Nil Karaibrahimgil şarkılarını bu kadar güzel söylemesini beklemezdim. Enis Arıkan oyunculuğu ile muhteşemdi, zaten sahnede sadece beyaz kürkü ve pembe gözlükleriyle değil, oyunculuğuyla çok parladı. Önü çok açık bir oyuncu olarak kariyerine devam edeceğine inanıyorum. Ezgi Mola beni çok ama çok güldürdü, ama şaşırmadım, beni hep güldürüyor, çok sevdiğim bir oyuncu.
Şarkılarda Nil Karaibrahimgil’in o dokunuşu o kadar çok hissedildi ki, bir anda Nil de çıksa bize bir şarkı söylese istedim. Nil Karaibrahimgil’in reklam, film ve müzikal gibi alanlarda muhteşem bir yeteneği var. Her konsepte söz ve beste yapabilecek yetenekte. Çalışılacak en doğru isim olmuş belki de.
Bir başka ufak ayrıntı. Tüm toplumlarda mıdır bilinmez, ama garip bir huy var. Konserlerde tiyatrolarda tüm şovu telefona kaydetme huyumuz. Bunun için bile çözüm bulmuşlar, konsere girerken sevimli bir Alice logolu kağıtta konuyla ilgili çok sert bir uyarı var. Müzikalin başında Enis Arıkan Tavşan rolü ile bize çok tatlı uyarıyor. Çek çek beni çek şimdi çekmen için fırsat veriyorum, sonra telefonunu kapat diye uyarıyor 🙂
Müzikale Olan Sevgim
Aslında şu an çaktırmasam da küçükken bale yaptım. İçinde dans ve müzik olan şeyleri hep çocukluğumdan beri severim. Orta okul lise yıllarımda filmlerle dünya müzikalleriyle tanıştım.
My Fair Lady, Chicago, West Side Story, The Phantom of the Opera, Moulin Rouge sevdiğim örneklerdir mesela.
Sonrasında muhteşem bir şey oldu. Zorlu Center açıldı ve Zorlu Performans Sanat Merkezi kuruldu. Bu Zorlu’nun ülkeye sanat anlamında en güzel kazançlarından biri oldu, çünkü dünyanın en önemli müzikallerine ev sahipliği yaptı.
Ben de fırsat buldukça gittim bu müzikallere. Notre Dame de Paris, Romeo & Juliet, The Phantom of the Opera’yı burada izledim. Bunun yanında keşke gitseydim dediğim gidemediğim müzikaller de oldu. En son Ghost geldi, ancak Ghost’taki sis dumanından rahatsız olduğumdan dolayı çıkmak zorunda kaldım.
Sadece müzikal değil bale, opera vb. tecrübeleri de Zorlu PSM hayatıma kazandırdı ve buna çok mutlu oldum.
Türkiye’ye Artık Müzikal Gelmiyor
Maalesef. Eskiden hangisine bilet alacağımızı düşünürdüm, özellikle Zorlu Center’ın ilk açıldığı yıllar. Broadway Müzikalleri, hani dünyanın öbür ucuna gidip izleyebileceğiniz müzikaller Türkiye’deydi. Keşke düşünmeyip hepsine gitseymişim. Artık gelemiyor eskisi gibi.
Neden mi derseniz, ben Zorlu’nun bu konuda isteksiz olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’yi dünyadaki sanatla buluşturma konusundaki misyonunun da devam ettiğini düşünüyorum.
Tahminimce ortada maliyet gibi bir sorunumuz var. Sorun son 1 senedeki Türk Lirası’ndaki değer kaybı ve Türkiye’de alım gücünün azalması. Yabancı müzikalin maliyetini çıkarıp para kazanması ve Zorlu Center’ın bu durumdan zarar etmemesi için bilet fiyatlarını 1,5-2 kat arttırması gerekli. Ve haftalarca oynatması, binlerce seyirciye ev sahipliği yapması gerekli.
Bugün bu biletin fiyatını maalesef 1,5-2 kat arttırmayı geçtim, aynı bile tutsak, gelecek insan sayısı azaldı. Artık devir tasarruf devri çünkü. Bu durumda zarar etmeden (kar etmekten bahsetmiyorum bile) Broadway Müzikallerini ülkeye getirmek eskisi kadar kolay değil.
Üzücü olsa da, benim bir umudum var. Belki yurtdışından müzikallerin eskisi gibi gelememesi Türk müzikallerinin artmasıyla sonuçlanır. Alice bence harika bir örnek oldu, belki de bir öncü oldu. Bu kalitede hatta daha iyilerinde yeni müzikaller belki çıkar. Hatta Alice’i belki bir yurtdışı turnesinde görürüz, neden olmasın?